MOLLUSKUM CONTAGİOZUM (SU SİĞİLİ) nedir?

 

Poxvirus tarafından meydana gelen cildin iyi huylu bir hastalığıdır. Molloskum Contagiosum (molluskum, molloscum contagiosum, moloskum, moloscum) bir zamanlar en çok çocuklarda görülür iken son yıllarda  cinsel temasla bulaşan bir hastalık haline gelmiştir. Hastalar bunu genital siğil ile karıştırırlar ve gereksiz yere paniğe kapılırlar. Molluscum, HPV virüsü gibi kanserojen riski olmasa da benzer şekilde tedavi edilmelidir.

Molloskum kontagiosum hastalığı hızlı bir şekilde tüm vücuda hatta yüze  yayılabilir. Cinsel temasla bulaşabildiği gibi direk temas, virüsla bulaşık olan havlu, çarşaf gibi eşyalarla da kolaylıkla bulaşır.

Molluscum Contagiosum Hastalığı  Belirtileri Nelerdir?

Genital bölgeler ve makat civarında çok sayıda, inci taneleri gibi, sivilce benzeri ama sivilceden daha sert, göbekli kabartılar şeklinde görülür. Hızlı bir şekilde tüm vücuda yayılabilirler. Sıkıldıklarında içlerinden süt rengi ve koyu kıvamda sıvı gelir. Bağışıklığı düşük kimselerde daha yaygındır.

Molloscum Contagiosum Tanısı Nasıl Konur?

Deneyimli gözler muayene ile tanıyı koyabilir, şüphe olduğunda patolojik inceleme yeterli olmaktadır. Genital  siğiller (kondülom, HPV virüsü lezyonları), su çiçeği, herpes genitalis (cinsel uçuk)  en çok karışan diğer hastalıklardır. 

Molloskum Contagiozumun Tedavisi Nasıl Yapılır?

Kendiliğinden  kısa sürede iyileşmeyen lezyonların yayılmasını ve başka kişilere bulaşmasını önlemek için, doktor tarafından lokal anestetik kremler sürüldükten elektrokoter ile yakılarak (koterizasyon) yada kriyoterapi ile dondurularak kolaylıkla tedavi edilebilir.

SİĞİL TEDAVİSİ

Siğiller Human papilloma virus (HPV) ile gelişen enfeksiyonlardır. HPV deri ve mukozal yüzeyleri enfekte eden bir DNA virusu olup 100 den fazla tipi vardır. HPV; serviks (rahim ağzı), penis, vulva, vajina, anüs ve ağız-boğaz gibi bölgeleri tutarak, bu bölgelerde kansere neden olabilmektedir.

Virus ilk olarak deriden kabarık, ağrısız bir kabarıklık şeklinde ortaya çıkar. Bu kabarcıklar, uzun yıllar boyunca kalıcı olabilir ve zaman içinde karnabahar görünümünü alabilirler. Dış cinsel organlarda ortaya çıkan siğillerin bulaşıcılık ve estetik görünüm dışında bir zararı olmamakla birlikte, rahim ağzına yerleşen virus, rahim ağzı kanserine neden olması açısından önem taşır. Rahim ağzı kanserlerinin (serviks kanseri) % 98’inin bu virüs ile ilişkili olduğu belirtilmektedir. Bazı tipleri ise anus kanserine yol açabilmektedir. Her HPV tipi  kondilom ya da kansere neden olmaz. Aslında çoğu enfeksiyon belirti vermeden geçirilir. Kişinin bağışıklık sistemi bu virüs ile başedebilir ve belirtiler ortaya çıkmadan hastalık etkisiz hale getirilir.
Kişi yıllarca hiçbir yakınma ortaya çıkmadan yaşayabilir. Ancak bu durum hastalığı yaymasına engel değildir ve ilişkide bulunduğu kişilere hastalığı bulaştırabilir. Bu durum sessiz enfeksiyon olarak adlandırılır. Genital siğil oluşumuna sebep olan HPV virüsünü hiçbir belirti vermeden taşıyan kişilere de "taşıyıcı" adı verilmektedir. Kuluçka süresi belirli değildir. Virüsle temasdan aylar ya da yıllar sonra bulgular ortaya çıkabilir. Hastaların büyük kısmında 1-6 ay içinde belirti verir.

Dış cinsel organlarda bulunan siğillerde tanı, görünüme bakılarak yada patolojik inceleme ile konulur. Rahim ağzı kanserlerinin tanısı, rahim ağzından alınan sürüntü örneğinin, patolojik olarak incelenmesi sonucunda konulur. Buna smear testi denir. Virüsün kanser öncesi değişikliklerle ilişkisi olabileceğinden kadınların her yıl bu testi yaptırmaları önerilir.

 

Hastalığın etkin bir tedavi yöntemi yoktur. HPV tedavisi ile kast edilen genital siğillerin (kondilom) tedavisi dir  ve  HPV virüsü enfeksiyonunun tedavisinde ana  prensip bulaştırıcılığı ve nüksleri en aza indirmek için siğillerin  mümkün olduğunca  zaman kaybetmeden  ve tamamen  temizlenmesidir. HPV tedavisi yani genital siğil tedavisi için genellikle kondilomları yok etmek için koterizayon (yakma tedavisi) ,  kriyoterapi (dondurma tedavisi ) gibi müdahaleler yapılır. Ayrıca lazer tedavisi de kullanılmaktadır. Tedavi sadece siğilleri ortadan kaldırır ve virusa bağlı bulaştırıcılığı, yayılmayı azaltır. Pek çok vakada tek seans tedavi yeterli olmamakta en az 2-3 seans tedavi gerekmektedir. En yaygın kullanılan yöntem olan kriyoterapi yani dondurma tedavisinde amaç siğilleri dondurarak sağlıklı ciltten uzaklaştırmaktır. Bu işlem için  için sıvı nitrojen kullanılır. Sıvı nitrojen özel bir cihaz ile  püskürtülerek yapılır. Dondurma tedavisi sırasında sıklıkla lokal anestezi uygulamasına gerek kalmaz. Kriyoterapi sonrası 1-5 gün içersinde siğiller kahverengileşir ve kabuklanır yaklaşık 15 gün içersinde sağlıklı ciltten dökülerek ayrılırlar. Hasta bu dönem içersinde çeşitli merhemlerle yara bakımı yapar. Tedavi sürecinde ise ciddi bir açık yara oluşmamakta ve tedavinin kozmetik sonucu da iyi olmaktadır. Komplikasyon olarak nadiren özellikle koyu cilt rengine sahip hastalarda dondurma işleminin  uygulandığı yerlerde beyazlama oluşabilir. Bu renk değişimi geçici veya kalıcı olabilir.

Elektrokoterizasyon (koter ile yakma)  yönteminde ise özel uçlar yardımıyla elektrik akımı deriye uygulanır. Yani hastanın cildinde elektrik akımı dolaşırken en fazla dirence uğradığı yer olan cihazın tedavi ucunda belirli bir  ısı oluşur. Bu şekilde siğiller yakılarak temizlenmiş olur. Lazer ise pahalı bir yöntem olmasına rağmen etkin ve iyi sonuçlar alınan bir tedavi yöntemidir ve genital siğillerin yaygınlığına ve büyüklüğüne göre hekim tarafından tercih edilebilmektedir. Pahalı bir yöntem olduğu için ülkemizde sık kullanılmamaktadır.